Sağlıklı Yaşam Reçetesi


Başlangıçta bütün diyetler kilo verdirir. Diyet sonlandırıldıktan sonra verilen kilolar fazlasıyla geri alınır.
Kalıcı ve sağlıklı zayıflama için neler yapmalıyız?

1 – Yiyeceklerimizi mümkün olduğunca doğal, işlenmemiş haliyle tüketmeliyiz, paketlenip marketlerde yerini almış, raf ömrünü uzatmak için kimyasallar eklenmiş, liflerinden arındırılıp yapay şekerlerle tatlandırılmış yiyeceklerden özellikle uzak durmalıyız.

Bir besin ne kadar uzun zamandır tüketiliyorsa ve doğal haline ne kadar yakınsa o kadar iyidir. Çünkü canlıların yeni bir ortama uyum sağlaması ve o yiyeceğe genetik olarak adapte olması uzun zaman alır.

Atalarımız iki milyon sene boyunca avcı toplayıcı olarak yaşadı ve ağırlıklı olarak avladıkları hayvanların etini, daha az olarak da topladıkları sebze meyveleri tüketti. Dolayısıyla insanoğlunun en iyi uyum sağladığı besin doğadaki hayvanların etidir.

Rafine şekerler ise en çok kaçınmamız gereken yiyeceklerdir. Çünkü bildiğimiz anlamda şeker sofralarımıza sadece birkaç yüz yıl önce, tarım ürünleri ise birkaç bin yıl önce girmiştir.

2 – Yağlar korkulduğu kadar tehlikeli değildir. Tehlikeli olan trans yağlardır. Ayçiçek yağı ve mısır özü yağı ise raf ömürleri çok kısa olduğu için ve ısı ile kolayca bozunup trans yağlara dönüştükleri için uzak durulmalıdır. Her türlü margarinden (trans yağ içerdikleri için) uzak durulmalıdır.

Doğal hayvansal yağlar, yani kuyruk yağı, iç yağı ve tereyağı güvenle tüketilebilir. Zeytinyağı çok faydalıdır. İkinci tercih fındık yağı olabilir.

3 – Temel prensip kan şekerimizi yükseltmeyecek yiyeceklerle beslenmek olmalıdır. Kan şekeri yükselirse insülin yükselir. İnsülin yükselince şekeri hücre içine çekerek yağ olarak depolar. Bir süre sonra hücreler sürekli yüksek olan insülinin etkilerine karşı duyarsızlaşır. İstenen etkiyi yapmak için daha çok insülin salgılanır, insüline karşı hücresel düzeyde direnç gelişir.

İnsülin yağ depolanmasının başlıca düzenleyicisidir, insülin yükseldikçe vücutta yağ depolanması artar. Sonuçta önce şişmanlık, ardından diyabet hastalığı gelişir.

Ne kadar çok kolay sindirilen, rafine KH'lar kullanılırsa saglık ve kilo üzerindeki olumsuz etkisi o kadar çok olur.

İnsülin kanda bulunan şekeri hücreye çekip depoladığı için yemekten kısa süre sonra tekrar açlık hissi olur.

Şişmanlıktan kaçınmanın yolu karbonhidrat tüketimini minimuma indirmektir.

             4 – Egzersiz kalp sağlığımız ve dinç kalmak için gereklidir. Fakat egzersiz ile zayıflamak imkansızdır. Çünkü egzersiz acıktırır, halsiz ve hareketsiz bırakır.

5 – Vücudumuzun üçte ikisini su meydana getirir. Her gün en az 2,5 litre su içmeliyiz. Kola su değildir, çay su değilidir, sadece su sudur.

6 – Kalori hesabı yapmak aklımızın sürekli olarak yemekte olmasına, sofradan doymadan kalkmamıza ve kısa sürede tekrar acıkmamıza neden olur. Yemeğe oturunca istediğimiz yiyecekten doyana kadar yiyebiliriz. Yeter ki karbonhidrat içeriği düşük olsun.


7 – Zayıflamaya değil, zayıf kalmaya odaklanmalıyız. Yaşam tarzımızda, beslenme alışkanlıklarımızda radikal değişiklikle yapmalıyız.

8 – Altı öğünlük diyetler başarısız olur. Öğünler arasında aç kalmak yağ yakılmasına ve zayıflamaya olanak tanır. İdeali üç öğündür.

Çok acıkılırsa akşamüstü beşte bir ara öğün eklenebilir.

Akşam sekize kadar yemek faslı bitmiş olmalı, sabaha kadar hiçbir şey yenmemelidir.

9 – Bilgi sahibi olmak. Neyi niye yaptığını bilmeden, bir başkasının yönlendirmesiyle yapılan diyetlerle bir yere kadar devam edilebilir. O diyeti kendine mal etmedikten, içselleştirmedikten sonra eninde sonunda bir noktada terkedilir.

10 – İstedikten sonra her şey başarılabilir. Kararlı olan herkes zayıflayabilir.


11 – Hepimiz daha iyi görünmek, daha iyi hissetmek için diyet yapıyoruz. Oysa zayıflamanın asıl faydası daha uzun ve daha sağlıklı yaşamamızı sağlıyor olmasıdır. Şişmanlarda ileri yaşlarda kalp hastalığı, inme, erken bunama, görme azlığı, işitme azlığı gelişme ihtimali kilosu normal olanlara göre kat kat yüksektir.