NEDEN ŞİŞMANLIYORUZ?


Besinlerle aldığımız kalori harcadığımız kaloriden çok olduğunda kilo alırız diye biliyoruz, değil mi?
Bu durumda kilomuzu korumak için iki seçeneğimiz var, ya daha az yiyeceğiz, ya da daha çok hareket edecek, daha çok kalori yakacağız.
Bu hassas dengeyi koruyamadığımız anda şişmanlamaya başlarız. 

Öyle olduğunu varsayalım. Ne kadar çok kalori alırsak o kadar şişmanladığımızı düşünelim. 
Diyelim ki aldığımız kalori harcadığımız kaloriden bir elma kadar fazla olsun. Bu durumda her gün altmış kalori fazlamız olur ki bu da yılda yirmibirbin kalori demektir. 
Her yedibin kalori fazla aldığımızda bir kilo şişmanlarız. Bu hesaba göre her gün fazladan bir elma yiyen birisi yılda üç kilo şişmanlar. 
Bu kişinin yetmiş kilo olduğunu varsayalım. On sene sonra yüz kilo, yirmi sene sonra ise yüzotuz kilo olacaktır. Neden? Sadece bir elma yediği için. 
Ya elma yerine sağlıklı olduğu düşüncesiyle bir avuç (elli gram = üçyüz kalori) ceviz yemişse. Düşüncesi bile korkutucu.
Neyse ki insan vücudu sadece bu temel üzerine çalışmaz. 

Aslında her şey ikiyüz sene önce rafine karbonhidratların (çay şekeri, beyaz un, mısır şurubu, pirinç, makarna) hayatımıza girmesiyle başladı. Bu tarihe kadar şişmanlık nadir görülen bir hastalıktı. 

Peki nasıl oluyor da rafine karbonhidratlar bizi şişmanlatıyor?
Karbonhidrat içeriği yüksek bir yiyecek yendiğinde kan şekeri seviyesi hızla yükselir. 
Kan şekeri yükselince pankreastan insülin hormonu salgılanır. 
İnsülin, kandaki şekeri ve birlikte yenilen yağları kan dolaşımından hücre içine çekerek dokuların o anki enerji ihtiyacı için kullanmasını sağlar.
Geri kalanının küçük bir kısmı karaciğerde glikojen olarak depolanırken büyük bölümü yağ dokusunda yağ olarak depolanır. 
Bir iki saat sonra kan şekerimiz düşer, midemiz kazınmaya başlar, acıkır, bir şeyler atıştırma ihtiyacı hissederiz. 

Yani karbonhidrat içeriği yüksek gıdalar tükettiğimizde vücudumuz aldığımız enerjiyi hızla yağa çevirerek depolar, şişmanlamamıza neden olur. 

Oysa karbonhidrat içermeyen gıdalarla beslendiğimizde kanda insülin seviyesi yükselmez, dolayısıyla besinler uzun süre dolaşımda kalarak enerji sağlar, acıkmadan dört beş saat geçirebilmemiz mümkün olur. Besinler yağ olarak depolanmaz, şişmanlamayız.

Sonuç olarak: Harcadığımızdan fazla kalori aldığımız için şişmanlamıyoruz, şeker içeriği (glisemik indeksi) yüksek karbonhidratlar tükettiğimiz için şişmanlıyoruz.